Yalova Platformu, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklaması şu şekilde:
Korono salgınının tüm dünyada son hızla yayılmaya devam ettiği bu zor dönemde birçok kurum ve kuruluş salgının yavaşlamasına bir nebze de olsa faydamız olsun düşüncesiyle faaliyetlerini minimum düzeye indirirken gözleri paradan başka birşey görmeyen doğa ve çevre düşmanları bu sıkıntılı günleri fırsat olarak değerlendirmekte ve faaliyetlerini arttırmaktadır. Maalesef bu talandan Yalova’mız da nasibini almaktadır.
Yalova’mızın kısıtlı olan tarım arzilerine ve yeşil alanlarına saldırılar son dönemlerde inanılmaz boyutlara ulaşmıştır.
• Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü arazileri parsel parsel bölünüp tarım dışı uygulamalar için tahsis edilmiş.
• AKSA / AKKİM yakınındaki 1. derece tarım arazileri içinde ölümcül kimysallar içeren tesislerin kurulması için devlet tarafından bedel alınmaksızın tahsis edilmiş.
• Meteoroloji alanına okul yapılması planlanmıştır.
Atatürkün kendi parası ile satın alıp daha sonra Türk halkına üzerinde tarım araştırmaları yapılsın diye bağışladığı arazi üzerinde kurulu Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü sürdürdüğü araştırma, geliştirme ve eğitim çalışmalarıyla; Türk tarımının gelişmesine, Türk çiftçisinin daha sistematik ve daha verimli üretim yapmasına, halkın daha sağlıklı besinler tüketme imkanı bulmasına önemli katkılar sağlayan bir kurumdur.
Yıllar süren bilimsel çalışmalar neticesinde ;
• Ata77, Bolverim77, Eren77, Hilal77 ve diğerleri toplam 10 farklı çilek çeşidini,
• Arifbey, Uslu, Pembe77, Atasarısı, Atak77 ve diğerleri toplam 13 farklı üzüm çeşidini,
• Yalova1, Yalova3, Yalova4, Kaplan86 ve diğerleri toplam 10 farklı ceviz çeşidini,
• 4 farklı çeşit kestane, 3 farklı çeşit armut, 4 farklı çeşit elma,
• 90 yılların başında ülkemize kazandırdığı kivi meyvesi ülke geneline yayılan üretim alanları sayesinde ihracat kalemleri arasına girdi.
Özetle Türk tarımının gelişmesi, Türk çiftçisinin daha verimli ve sağlıklı üretim yapabilmesi için son derece önemli, değerli ve etkin bilimsel çalışmaların yapıldığı enstitüye ait arazilerde farklı kurumların yapmayı planladığı millet bahçesi yada betonarme yapılar içeren projelerden ivedilikle vazgeçilmesi, yanlıştan dönülmesi gerekmektedir.
20 yıl önce yıkıcı depremi yaşamış ve yakın bir gelecekte daha da yıkıcısı beklenirken, fay hattı üstüne ve sahil şeridine kimya tesisleri kurmak, okul, cami gibi yapılar dikmek hem Yalova halkını bile bile ölüme göndermek hem de milletin servetini heba etmektir.
Şehircilik uygulamaları ve Kent İmar Planlarına aykırı bir şekilde arazilerinin statülerinin değiştirilmesi yasalara aykırıdır. Park, bahçe, spor alanları yapıyoruz diye statüsü değiştirilen arazilerin daha sonra imara açılıp üzerine yüksek yüksek binalar dikildiğini hepimiz biliyoruz. Millet Bahcesi yapılması planlanan ve üzerinde bina olmayacak diye açıklanan alanın dört bir köşesinde zemin etüt çalışmaları yapılıyor olması bu alan için ileride neler planlandığının en güzel belirtisidir.
Yalova’mızın çehresini ve dolayısıyla geleceğini bu derece ilgilendiren konularda Yalova halkına sormadan karar veren yöneticiler yaptıkları bu hatalardan derhal dönmelidirler. Yalova halkı olarak Yalova’nın geleceğini bizler belirlemeliyiz. Geçici bir süreliğine şehrin idareciliğini yapanlar şehrin geleceği ile ilgili böylesine önemli konularda bizleri dinlemek ve adımlarını ona göre atmak durumundadırlar. Yoksa tarihin çöplüğünde Yalovanın utanç abideleri olarak yerlerini alacaklardır.