GEÇİM DÜNYASI
SMMM Ekrem EKMEKCİOĞLU
ekmekcioglu11@hotmail.com
BAŞIN ÖNE EĞİLMESİN …
Bu başlığı, merhum Sebahattin Ali’nin “Mahpushane Türküsü”’den çaldım. Umarım kızmamıştır. Ruhu şad olsun. Devamını, bildiğiniz gibi “Aldırma gönül aldırma” diye getiriyor şair. Demek ki önemli olan “başın öne eğilmemesi”.
Ünlülerin ünlendirdiği ve şimdi Anadolu insanının makus talihini yenip özgürlüğe kavuştuğu gibi, özgürce kendini gösterdiği Müze biçiminde bize sunulan Sinop Cezaevinde, Karadeniz’in azgın dalgalarını dinleyerek, kağıda döktüğü bu dizeler, sevgili Edip Akbayram’ın coşkulu, lirik ve bir o denli deli dalgalı sesiyle anlamını buluyor. Her ikisine de teşekkür borçluyuz.
Sebahattin Ali, Şiirini;
Kurşun ata ata biter,
Yollar gide gide biter,
Ceza yata yata biter,
Aldırma gönül aldırma, diye bitirir.
Elbette hiçbir şey sonsuza değin sürmez ve bir gün mutlaka biter. Burada, Şairin
“Başın öne eğilmesin” diye şiire başlaması, başlı başına bir iletidir “insanlığa”.
Namuslu olan, ahlaklı olan, çalmayan, görevini layıklıyla yapan, hak ve hukuka bağlı olarak adaletli olan, kendi hakkı kadar başkalarının hakkına da özen gösteren, yetim hakkı yemeyen, zayıf olana yardım edip onun yanında yer tutan, kısaca “İNSAN” olan hiç kimse başını eğmek zorunda kalmaz.
Ağaç yaşken eğilir, diye ünlü bir atasözümüz vardır. Bundan esinlenerek, çocuklarımızı da “yaş ağaç” yerine koymamalıyız, yani çocuklarımızı terbiye ediyoruz diyerek eğilmeye zorlamamalıyız. Kula kulluk etmesini öğretmemeliyiz. Kendisine çok değer verdiğim, çocukluk arkadaşım değerli Hayrullah Sorkun dikkatimi bu yöne çekti.
Teşekkür ediyorum.
Çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlamamız, bizim değil onların hakkıdır. Anadolu insanımız, çocuğunun eğitiminden önce terbiyesini esas alır. Oysa eğitim ve terbiye birbirini tamamlayan ögelerdir ve herkes için geçerlidir. Anlam olarak da aynıdırlar. Milli eğitimimizin esasını da “talim ve terbiye” teşkil eder.
Hep geleceğimizi emanet edeceğimizi söylediğimiz, bu günün küçükleri yarının büyükleri diye onurlandırdığımız çocuklarımızın yeteneklerini, becerilerini, bilgi düzeylerini en üst düzeyde ileriye götürmek, esas amacımız olmalıdır.
Mademki onlar bizim geleceğimiz; onlara eğilmeyi değil, dimdik ayakta durmayı, merde ve namerde muhtaç olmadan, kendini ve kendinden sonra gelecek nesillerini en iyi şekilde yetiştirmesini sağlayacak becerileri kazandırmaya çaba göstermeliyiz.
Sorgulayamayan, sorunlarını yeterince analiz edemeyen, çözümlemede yetersiz kalan nesillerin başka toplumların oyuncağı olacağı ve onların önünde eğileceği kesindir. Başkaları yapar, sen bana da ver diye yalvarırsın. Canı isterse verir, canının istediğini verir.
Çocuklarını bilimde, teknolojide, güzel sanatlarda, sporda vs. geliştirmeyen, beyinlerini hurafelerle dolduran okullarda eğilmeyi öğreterek yetiştiren toplumların gençleri uluslararası tüm bilgi, spor ve diğer alanlardaki yarışmalarda “başı öne eğilmiş” olarak yurda dönerler. Dahası arkadan gelenlerin de moralini bozar, gelişme şevklerini kırarlar.
Büyük üstat Yahya Kemal Beyatlı, Kurtuluş Savaşımızda ordumuzun dağları eğerek Kutsal Vatanımızı emperyalizmin kirli çizmelerinden nasıl kurtardığını en veciz bir anlatımla bize aktarır “Eğil Dağlar” adlı yapıtında. Vatanı için dağları eğmiş bir ulusun çocuklarına, eğilmeyi ve eğmeyi asla reva göremeyiz, kabul de etmez. Olanak sağlandığında, yeterli eğitim verildiğinde bu toprakların çocukları yerkürede emsali görülmedik başarılara imza atabilecek düzeydedirler.
Yeter ki onlara güvenelim, öğretelim, eğitelim ama asla eğmeyelim.
Yeri gelmişken;
Zorlu bir sezonu play-off şampiyonu olarak kapatan, Türkiye Basketbol Süper Ligi’ne çıkarak bizleri gururlandıran, kendileriyle birlikte hepimizin göğsümüzü kabartarak, Yalova’mızı ayağa kaldıran SEMT77 YALOVASPOR BASKETBOL ekibimizi yürekten kutluyoruz.
Tüm desteği ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Sağolun, varolun.
BİLGİ GÜÇ DEMEKTİR;
Okumak ise bilgilenmenin ilk basamağıdır.
ÖNCE SAĞLIK: Aşı, Beslenme, Maske, Mesafe, Temizlik.