ÖĞÜT VEREN AYET-LERE
SMMM Ekrem EKMEKCİOĞLU
ekmekcioglu11@hotmail.com
SURE: 002 BAKARA SURESİ, (286) AYETTİR.
Adını (67-71) ayetlerdeki kıssadan almıştır. Medine’de inmiştir. Mushaf’ta (2), iniş sıralamasında (87) suredir. Hicret’ten sonra inmeye başlayan Sure’nin inişi (9–10) yıl sürmüş ve bütün Medine devri boyunca da devam etmiştir. İçindeki Ayetü’l-kürsi’den (Ayet 255) dolayı Sü-retü’l-kürsi, içerdiği hükümlerin çokluğu nedeniyle de Füstatü’l-Kur’an adları da verilmiştir.
TDVİA ve KYTMT
KONUSU:
Kur’An-ı Kerim’in kendine has tertip ve üslubu içinde şu “ana konuları” içermektedir: İslam’ın getirdiği inanç, tapınma (ibadet) ve yaşam düzeniyle ilgili temel bilgiler; münafıklar, Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, insanın yaratılışı, yetenekleri, sınavı; İsrailoğulları tarihinin önemli kesitlerini, kâmil bir din olan İslam’ın, daha önceki dinlerin evrensel kısmını içerdiği, buna karşılık onların (değişmesi, ıslah edilmesi, düzeltilmesi gereken) yargılarını (hükümlerini) de ıslah ettiği; Hz İbrahim kıssası, Kâbe’nin yapılışı ve kıble oluşu; yitecekler, kısas, vasiyet, oruç, savaş, hac, nikâh, boşanma, dulluk, yetimlik, alkollü içki, kumar faiz, sözleşmelerin yazılması, din ve vicdan özgürlüğü KYTMT
Biz bu konuların içinden, yalnızca, çalışmamızın asıl amacı olarak; “ÖĞÜT VEREN AYET- LERE” ve bunlarla ilgi açıklamalara, burada yer vereceğiz. EE
AYETLER:
Esirgeyen bağışlayan Allah’ın adıyla
001.- Elif, Lam, Mim.
002.- Bu Kitap (Kur’an) hiç kuşkusuz, (günah ve kötü işlerden) sakınanlar için, bir yol
gösterici (rehber)’dir.
003.- Onlar (Sakınanlar), Tarafımız (Allah CC)’dan gizli tutulan (gayb)’a inanır (iman eder)’
lar, özel duygu ve davranışlarla Allah’a ibadet ederler (namazı kılarlar), kendilerine
verdiğimiz: bilgi, yetenek, varlık ve diğer tüm kazanım (rızık)’larından, Allah yolunda
karşılık beklemeden (minnet etmeden), gereksinimi (ihtiyacı) olan insanlar, içinde
bulundukları toplum ve tüm insanlığın yararına olmak amaçlı olarak harcarlar. İsraf
etmezler. KYTMT
004.- Onlar (sakınanlar) Sana (Hz Muhammed SAV) ve senden önce indirilene ve öldükten
sonraki ebedi yaşam’a (ahirete) kesin olarak inanırlar (iman ederler).
005.- Rab’lerinden gelen doğru yol üzerinde olanlar, işte (o) sakınanlardır. Kurtuluşa erenler
de onlardır. KYTMT
006.- Hak dinin getirdiği gerçekleri kabul etmeyenler (Allah’a inanmayanlar, yetime, yoksula
yolda kalmışa, destek olmayanlar, kul hakkı yiyenler, varlık ve yeteneklerini insanlar
için kullanmayanlar)’i uyarsan da, uyarmasan da birdir, inanmazlar. KYTMT
013.- Onlar (İnanmayanlar)’a, “Müslümanların inandığı gibi siz de inanın” denildiğinde,
“Akılsızların inandıkları gibi biz de inanalım mı?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar
onlardır, fakat bilmezler. KYTMT
016.- Doğruya ve iyiye karşılık sapıklığı satın alanlar (Münafıklar) işte (o) inanmayanlar-
dır. Bu nedenle de, (Bilinçaltının derinliklerinde fırtınalar kopuyor, bunları bastırmak,
madde ötesini ve beşeri gücün çözümden aciz kaldığı sorunları unutmak için baş vuru-
lan “zevku sefa alemleri, içki, uyuşturucu, kumar masaları vb.”) ticaretleri kar getir-
medi. Doğru yolu da bulamadılar. KYTMT
019.- (…) Oysa Allah, inkarcıları çepeçevre kuşatmıştır. KYTMT
021.- Ey (din, dil, ırk, sınıf ve bölgesel ayrılıklarından arınmış, inanç durumları ne olursa ol-
sun tüm) insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan (hiç bir ön koşul olmaksızın Allah
tarafından kabul olunmuş olarak), (asla kendisinden başka kulluk edilecek bir kimse
bulunmayan) Rabbiniz’e kulluk edin ki, sakınabilesiniz. KYTMT
023.- Eğer Kulumuz’a indirdiğimiz Kitaptan dolayı bir kuşku içinde iseniz, O’nun benzeri bir
sure de siz getirin. (…). KYTMT
024.- Yok yapamadıysanız ki, asla yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan,
ateşten sakının.
025.- Allah’a inanan ve yararlı işler yapanlara, kendileri için altlarından ırmaklar akan cennet-
ler bulunduğu muştusunu ver! (…). Hem onlar Cennette ebedi kalacaklardır.
027.- Onlar (Küfre sapanlar) ki, iyice pekiştirdikten (söz verip antlaşma yaptıktan) sonra, Al-
lah’a verdikleri sözü bozarlar. Allah’ın birleştirmesini emrettiği iman ve akrabalık bağ-
larını keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayanlar onlardır.
KYTMT
028.- Cansız nesneler (ölü) iken (Canlıların evrim yoluyla cansız nesnelerden ortaya çıktığı
net olarak açıklanmaktadır. EE), size O (Allah CC) hayat verdiği halde, Allah’ı nasıl
inkar edebiliyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, sonra yine diriltecek. Sonra da O (Allah
CC)’na götürüleceksiniz.
030.- Hani Rabbin meleklere: “Ben yer yüzünde bir halife yaratacağım” (Burada anlatılan
insanın yaratılması değil, Allah tarafından insana verilen özellikler, sorumluluklar, yet-
ki ve nimetlerdir). (Bunlardan [nimetlerden] biri ve belki de en önemlisi “halifeliktir”
[buradaki halifeliğin Allah ile ilgili olduğu ve “Allah’ın Halifeliği” olması] özelliğidir).
(Ayet açıkça Adem’in (İnsanların) yeryüzünde “Allah’ın Halifesi” olacaklarını göster-
mektedir) demişti. Melekler: “Biz seni eksiksiz bilirken ve durmadan övgü ile anarken
orada (yeryüzünde) fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler.
Allah meleklere, “ Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu. KYTMT
034.- Meleklere, “Adem’e secde edin” dediğimizde iblis (şeytan) dışındakiler derhal secde
ettiler; iblis (şeytan) direndi, büyüklendi ve inkar edenlerden oldu. KYTMT
039.- İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliklerdir ve orada
temelli kalıcılardır. KYTMT
040.- Ey İsrailoğulları (…)
041.- Elinizdeki (Tevrat’ı) onaylayıcı olarak indirdiğimiz (Kuran’a), iman edin; sakın O’nu
inkar edenlerin ilki siz olmayın! Ayetlerimi az bir çıkar karşılığı satmayın. Yalnız
benden korkun. KYTMT
042.- Hakk’ı batıla karıştırıp, bile bile hakkı gizlemeyin. (Allah CC; bütün insanlığa doğru
ve gerçek olan ile yanlış ve asılsız olanı kasıtlı olarak karıştırmamaları, hakkı [doğruyu]
örtüp saklamaktan kaçınmaları gerektiği yönünde son derece önemli bir uyarıda bulun-
muştur). KYTMT
043.- Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükü edenlerle birlikte siz de rükü edin.
044.- Sizler kitabı (öğrenmek, anlamak için bkz: Yusuf Suresi 2.ayet) okuduğunuz halde, in-
sanlara iyiliği emredip, kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?
KYTMT (DİNİ ÇIKAR AMAÇLI KULLANANLARA ÖNEMLİ BİR UYARI EE).
045.- (Katlanılması ve kabullenilmesi zor gelen durumlarda umarsızlık söz konusu ise) Sabır
ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Kuşkusuz bunlar, Allah’a saygı ile boyun eğen-
ler den başkasına ağır gelir. KYTMT
048.- Öyle bir günden (din günü; hesap, ödül ve ceza günü) korkun ki, o gün hiç kimse baş-
kası için bir şey ödeyemez; hiç kimseden şefaat (bağışlanma) kabul olunmaz, fidye de
alınmaz; onlara (insanlara) asla (hiç kimse tarafından) yardım da yapılmaz. KYTMT
075.- (Ey inananlar!) Şimdi bunların (bütün iman etmeyenler) size ( Hz Muhammed SAV)
hemen iman edivereceklerini mi umuyorsunuz? Oysa bunlardan bir gurup (Yahudiler)
vardı ki, Allah’ın kelamını (Tevrat) işitirlerdi de, sonra O’na (Tevrat) akılları yattığı
halde, bile O’nu (Tevrat) değiştirirlerdi. KYTMT
081.- Hayır! Kim bir kötülük işler de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa, işte bu kimseler
cehennemliktirler; onlar orada ebedi olarak kalırlar. KYTMT
082.- İman edip, hayırlı işler yapanlara gelince, onlar da cennetliktirler; onlar orada ebedi
kalacaklardır. KYTMT
085.- (…). Allah sizin yapmakta olduğunuzdan habersiz değildir. KYTMT
098.- Her kim Allah’a, meleklerine, yalvaçlarına (Peygamberlerine), Cebrail ve Mikail’e düş-
man ise bilsin ki, Allah da inanmayanların (inkarcıların) düşmanıdır. KYTMT
107.- Yine bilmez misin ki, gerçekte Tüm Evren (gökler)’in ve Dünya (Yer)’nın yaratıcı sahip
liği (mülkiyeti) ve egemenliği (hükümranlığı) Allah’ındır. Sizin (insanlar) için Allah’tan
başka ne bir dost ne de yardımcı vardır. KYTMT
112.- (…), kim güzel niyet ve davranış sahibi olarak kendini Allah’a teslim ederse, Rabbi’nin
katında onun ödülü vardır. Öylelerine korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de. KYTMT
115.- Doğu da Allahın’dır batı da (Kastedilen tüm Evren’dir), Nereye dönerseniz (nereye
bakarsanız) Allah’ın zatı oradadır. Kuşkusuz, Allah (zat ve sıfatlarında) sınırsızdır, her
şeyi bilendir. KYTMT
118.- Bilgiden yoksun olanlar (Kur’an’ı okumayıp, bilgi sahibi olamayanlar), “Allah bizimle
konuşmalı veya bize bir mucizeli işaret gelmeli değil miydi?” dediler. Bunun gibi onlar-
dan öncekiler de onların dediklerinin benzerini demişlerdi. Kalpleri hep birbirine benzi-
yor! Biz, gerçeği kabul edenlere ayetleri (Mucizeli işaretin bizzat Kur’an ayetleri oldu-
ğunu) açıkladık. KYTMT
121.- Kendilerine kitap (Kur’an) verdiğimiz, O (Kur’an)’nu hakkını vererek (Analayarak, bkz
Sure 26, 2-3 ayetler) okumakta olanlar var ya, işte inananlar onlardır; ama her kim onu
inkar ederse işte asıl kaybedenler de onlardır. KYTMT
147.- “Gerçek” Rabbinden gelendir. O halde, sen (Hz Muhammed SAV) sakın (Yahudi ve
hıristiyanların yanlış telkinlerine kapılıp) kuşkuya düşenlerden olma! KYTMT
148.- (…). Öyleyse hayırlarda yarışın. (…). KYTMT
152.- Artık siz ben (Allah CC)’i anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük
etmeyin. KYTMT
154.- Allah yolunda öldürülenler (Şehitler) için “Ölüler” demeyin. Hayır onlar diridirler, fakat
siz bunu bilemezsiniz. KYTMT
168.- Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan maddelerin helal (hakkında yasaklama veya kısıtlama
bulunmayan) ve temiz olanlarından yiyin; şeytanın peşinden gitmeyin (şeytanın izinden
gidip haramlara bulaşmayın), çünkü o (şeytan) apaçık düşmanınızdır. KYTMT
169.- O (Şeytan) size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söyleme-
nizi buyurur. KYTMT
170.- Onlara (İman etmeyenlere pek çok bilgi verilip, uyarılar yapılarak sonuçta;) “Allah’ın
indirdiğine uyun” denildiğinde,(sanki kendilerine bu bilgiler hiç verilmemiş, bu uyarılar
hiç yapılmamış gibi) “Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız, onların yolundan gide-
riz” dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa. KYTMT
173.- Allah size yalnızca ölü hayvan etini, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesil-
miş olanı haram kıldı. Ama biri zorda kalırsa, haksızlığa sapmadıkça, sınırı aşmadıkça
kendisine günah yoktur. (…). KYTMT
174.- Allah’ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir karşılık için satanlar
yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. (…).
175.- İşte onlar, doğru yol (Hidayet) karşılığında sapıklığı, affedilmek karşılığında azabı satın
almış kimselerdir. Ateşe ne denli dayanıklılarmış! KYTMT
176.- Bu azabın nedeni, Allah’ın, Kitabı (Kur’an’ı) hak olarak indirmiş olması ve Kur’an
hakkında aykırı görüşlere sapanların derin bir ayrılıkçılık içine düşmüş bulunmalarıdır.
KYTMT
177.- (…) Asıl erdemli kişi: Allah’a, ahret gününe, meleklere, kitaba (Vahiy yoluyla gelen
bütün kitaplara) ve bütün yalvaç (peygamber)’lara inanan; yardım isteyenlere ve özgür-
lüğünü kaybetmiş olanlara harcayan, namazı kılıp zekatı verendir. Böyleleri anlaşma
yaptıklarında sözlerini tutarlar, darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte
doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır. KYTMT
180.- Birinize ölüm yaklaştığında, eğer geriye mal bırakıyorsa anasına,babasına ve akrabasına
uygun bir vasiyette bulunması, sakınanlara bir borç olmak üzere yazıldı. KYTMT
183.- Ey inananlar! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize
de sayılı günlerde oruç yazıldı. KYTMT
184.- İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerde sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorla-
nanlar için bir yoksulun (günlük) yiyeceği kadar fidye vermesi yeterlidir. Bir iyiliği
zorunlu olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Amam orucu tutmanız –bilirseniz– sizin
için daha hayırlıdır. KYTMT
185.- O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar
ve insanlara rehber olarak “Kur’an’ın indirildiği” Ramazan ayıdır. Artık kim bu aya
yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca
tutar (Oruç tutamayanların fidye vermesi yasaklanmamıştır.). (…). KYTMT
186.- Kullarım, Sana (Hz Muhammed SAV) Ben (Allah CC)’i sorduklarında, bilsinler ki Ben
kullarıma yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde be-
nim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulmuş olsunlar. KYTMT
187.- (…). Kadınlarınız, erkekleriniz için bir elbisesiniz, erkekleriniz de kadınlarınız için bir
elbisesiniz. (…) KYTMT
188.- (…). Bile bile günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını (haksız yere) yemeniz
için onun bir parçasını da yetkililere (rüşvet olarak) aktarmayın. KYTMT
190.- Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, fakat aşırılığa sapmayın; Allah aşırılı-
ğa sapanları sevmez. KYTMT
194.- (…) Allah’ın hükmüne saygılı olun ve bilin ki, Allah kendisine saygılı olanların yanın-
dadır.
195.- Allah yolunda harcama yapın; kendinizi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin,
kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.
204.- İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve O,
kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Oysa o (Münafık) kişi İslam düşmanlarının en
yamanıdır.
205.- O (İslam düşmanlarının en yanında olan) kişi iş başına geçti mi, yeryüzünde bozguncu-
luk çıkarmak, ekini (Ülkenin ürün varlığını) ve neslini (İnsan yapısını) helak etmek
için koşar. Allah ise bozguncuları sevmez.
206.- O (İslam düşmanlarının en yanında olan)’na “Allah’tan kork” dendiği zaman da kendi-
sini, gururu günah işlemeye sevk eder. Cehennem de O’nun hakkından gelir. O (Ce-
hennem) ne kötü bir yataktır.
207.- Yine insanlardan kimi vardır ki, Allah’ın rızasına ermek için kendini feda eder. Allah
ise kullarına çok merhametlidir.
208.- Ey iman edenler! Hepiniz barış ve esenliğe girin de şeytanın adımlarına uymayın.
Çünkü o (Şeytan) sizin aranızı açan belli bir düşmandır.
215.- Ey Muhammed! Sana ne harcayacaklarını (Mali yardımlarda kimlere öncelik verilece-
ğini) soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana, baba, yakınlar, öksüzler,
yoksullar, yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak (bunların ötesinde) daha ne yaparsanız
herhalde Allah onu bilir.
219.- Ey Muhammed! Sana alkollü içki ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde de büyük
bir günah vardır. (Alkollü içkide) insanlar için bazı küçük yararlar vardır fakat zararı
çok daha büyüktür. (Kumarda kazanan için göreceli bir yarar vardır, çalışmadan
edinilmiş bir kazançtır, ancak kaybeden için bir yıkımdır). Dolayısıyla günahları, ya-
rar1arından çok daha büyüktür. Yine sana neyi, iyilik yolunda harcayacaklarını (İnfak
edeceklerini) soruyorlar. De ki: Kendi gereksiniminizden fazlasını iyilik yolunda har-
cayın (İnfak edin), İşte böylece Allah, size ayetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünür-
sünüz.
220.- (…). Sana (Hz Muhammed SAV) yetimleri de soruyorlar. De ki: onları iyi yetiştirmek
(Yüz üstü bırakmadan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız (unutmayın)
onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah düzeltenden bozanı ayırıp bilir. (…).
221.- Allah’a eş koşan kadınları, iman etmedikçe nikahlamayın. (…) Allaha eş koşan erkek-
lere de Allah’a eş koşmayan kadınları nikah ettirmeyin. (…)
238.- Namazlara ve orta namaza devam edin, Allah için boyun eğerek kalkıp namaza durun.
243.- Sayıca binleri buldukları halde ölüm korkusuyla yurtlarından çıkanları görmedin mi?
Bunun üzerine Allah onlara “Ölün” dedi. Sonra da kendilerine hayat verdi. (Surenin
ana konularından biri de indiği dönemin koşullarına uygun olarak Müslümanları “Ülke-
lerine saldıranlara karşı” savaşa hazırlamak ve teşvik etmektir. Bu ayette değinilen bir
kıssa veya temsilden sonra arkadan gelen ayette yine “Allah yolunda savaşın” emrinin
gelmesi, daha sonra İsrailoğullaarı’nın savaş karşısında tutumlarının anlatılması da,
bunu [Allah yolunda savaşın] emrini güçlendirmektedir) DİB Yayınları Kuran Yolu
I Cilt S.381) (…).
244.- O halde (Size saldıranlara karşı), Allah yolunda çarpışın ve bilin ki Allah her şeyi işitir
ve bilir.
254.- Ey iman edenler! Alım, satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün (Hesap Günü)
gelip çatmadan, Allah’ın size verdiklerinden Allah için hayır yolunda harcama yapın.
255.- Allah’tan başka tanrı (İlah) yoktur. O (Allah CC), daima diridir, her şeyin varlığı O
(Allah CC)’na bağlı ve dayalı (Kayyum) dur, ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve
Yerde ne varsa O (Allah)’nundur. (…). O (Allah CC)’nun kürsüsü (Duruşu, etki alanı)
gökleri (Tüm evreni) ve yer (Dünya)’i içine almıştır. O (Allah) yücedir, mutlak
büyüktür.
256.- Dinde zorlama yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları
(Tağut) reddeder de Allah!a inanır ise, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her şeyi iştir
ve bilir.
257.- Allah iman edenlerin velisidir. Onları karanlıktan aydınlığa çıkartır. Allah’a inanma-
yanların velisi ise sahte tanrılardır; onları aydınlıktan karanlığa sürüklerler. (…)
261.- (Helal yolla kazandıkları) Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, bir (Başak)
tanesinin durumu gibidir ki, yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane var. (…).
262.- Allah yolunda infak eden, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayı, gönül incitme-
yi uygun görmeyen kimselerin, Rab’leri yanında ödülleri vardır. (…).
263.- Bir tatlı dil ve kusurları bağışlamak, arkasından eza ve gönül bulantısı gelecek bir
sadakadan daha hayırlıdır. (…).
264.- Ey iman edenler! Sadakalarınızı, (…) başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin.
(…),
266.- (…) İşte Allah, ayetlerini size böylece açıklıyor. Umulur ki, düşünürsünüz.
268.- Şeytan sizi fakirlikle korkutup, çirkin şeylere teşvik eder. Allah’da (Size) lütfundan ve
bağışlamasından bir takım vaatlerde bulunuyor. (…).
269.- (Allah CC) Dilediğine hikmet verir, hikmet verilene ise pek çok hayır verilmiş
demektir. Ve bunu ancak üstün akıllar (Allah’a inananlar içinde üstün olanlar) anlar.
272.- (…). Allah dilediğini (Layık olanı) yola getirir. Yaptığınız her iyilik sırf kendiniz
içindir. (…). İyilik cinsinden ne harcarsanız, o size aynen ödenir. Size hiçbir şekilde
haksızlık yapılmaz.
273.- Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adamış olan fakirlere veriniz. Onlar (…)
utangaç olduklarından dolayı, bilmeyenler, onları varlıklı sanırlar. (…). Yüzsüzlük
yapıp kimseden bir şey de isteyemezler. (…).
275.- Riba, (Borçludan borç süresi karşılığı alınan fazlalık [Faiz]) yiyen kimseler, şeytanın
çarparak sersemlettiği gibi kalkarlar. Bunun nedeni onların “Alım satım da ancak faiz
gibidir” demelerindendir. Oysa, Allah alım satımı helal, faizi ise haram kılmıştır. Kim
de yine faizciliğe dönerse, işte bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir.
(Bir emek karşılığı olmayan gelirler, Allah katında makbul değildir.) (Burada eleştiri-
len vahşi kapitalizmdir. Tüm üretici öğelerin üretimden paylarını hakça aldıkları düzen
de fiyat artışı (enflasyon) olmayacağından, para özgür biçimde el değiştireceğinden fai-
ze gereksinim olmayacaktır. Faiz, sermayenin sömürüsünün doğal sonucudur. İslam
dini, kapitalizmi, özellikle de mal ve hizmet üretimini göz ardı edip, enflasyonist geçim
bilim modeli uygulayan kapitalizmi bu yönüyle eleştirmektedir. EE)
276.- Allah faizi mahfeder, sadakaları da bereketlendirir. Allah günahta ve inkarda direnen
hiç kimseyi sevmez.
277.- İman edip, iyi işler yapan, namazı dosdoğru (Düzgünce) kılan, zekatı verenlerin
Rab’leri katında elbette iyi ödülleri vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar
mahzun da olmayacaklardır.
280.- Eğer borçlu darlık içindeyse, ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın. Bu gibi
borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz, eğer bilirseniz sizin için, daha hayır-
lıdır.
282.- Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alışverişinde bulunduğunuzda onu
yazın. (…). Yazı bilen biri, Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazsın. (…). Hazırda olan
iki kişiyi de şahit yapın. (…) Şahitler çağırıldıklarında kaçınmasınlar. (…) Alım satım
yaptığınızda da yine şahit tutun. (Bu şahitlik, alım satım işleminin kayıt altına alınması
şeklinde de olmalıdır.). Böylece ne kayıt tutan, ne de şahitlik yapan zarar görmesin.
Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur. (…)
283.- (…). Şahitliğinizi inkar edip gizlemeyin, onu kim inkar ederse mutlaka onun kalbi
vebal içindedir. Her ne yaparsanız Allah onu bilir.
285 – 286.- Yalvaç (Peygamber), Rabbinden kendisine ne indirildiyse, O’na iman etti.
Mü’minlerin de hepsi Allah’a, meleklerine, Kitaplarına ve Yalvaç (Peygamber)’larına
İman ettiler. “Biz Allah’ın Yalvaç (Peygamber)’ları arasında ayırım yapmayız,
duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bizi bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır”
dediler. Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin
kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı da yine kendisinedir.
Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme.
Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme.
Bağışla bizi ve merhamet et bize.
Sen bizim Mevlamızsın.
Kafir kavimlere karşı bize yardım et.
KISALTMALAR:
DİB -Diyanet İşleri Başkanlığı.
KYTMT –Kuran Yolu Türkçe Meali ve Tefsir. TDV Yayını.
TDV -Türkiye Diyanet Vakfı.
TDVİA -Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi.
NOT: “Öğüt Veren Ayetler” olarak tarafımızdan seçilen, bu Kur’an meallerinin tamamı TDV-Türkiye Diyanet Vakfı yayını, “KYTMT-Kur’an Yolu Türkçe Meali ve Tefsiri” nden alınmıştır. Açıklamalar da yine TDV yayını “TDVİA-Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklo-pedisi’nden alınmıştır. Parantez içindeki açıklamalar tarafımızdan konmuştur. Kuşkusuz, bizim görüşlerimiz de, bilimsel eleştirilere açıktır. EE.