SMMM Ekrem EKMEKCİOĞLU
ekmekcioglu11@hotmail.com
SURE: 001, FATİHA SURESİ, (7) AYETTİR, İNİŞ SIRALAMASINDA (005) SURE.
İNİŞİ: Müddessir Suresinden sonra Mekke devrinin ilk yıllarında tamamı bir defada inmiştir. Kur’an ’ın bir önsözü ve özeti gibidir.
ADI: Fatiha (Başlangıç), Ümmü’l-Kitab (Ki-tab’ın özü), el-Esas (Asıl Kitap), el-Vafiyeh (Hakkında yeterli bilgiyi veren), el-Kafiyeh (Kifayetli), es-Seb’ul-Mesani (“ikilenen, tekrarla-nan yedi”, Bakara Araf arasındaki [6] sure ile Yunus Suresinden veya enfal ve Tevbe’nin birleştirilmiş şeklinden oluşan[7] uzun sure), el-Kenz (Define, hazine), eş-Şifa (Şifa veren), eş-Şükr (Tanrı’ya teşekkür eden), el-Hamdu lillah (Tan-rı’ya Hamd eden) ) ve es-Salat (Namaz, Hz Muhammed’in adı anıldığında ona söylenen dua) isimlerini de taşımaktadır. Namazda okunması vaciptir.
KONUSU: Kur’an’ın ana hatlarını içerir. Anlam itibariyle en büyük dua ve yakarıştır. Kur’an’ın bütün amaçlarını, getirdiği anlam, bilgi ve hükümleri özet halinde içermektedir. Kur’an-ı Kerim’in gönderiliş amacı, insanların dünyadaki yaşamını düzene koymak ve iyi (Tanrısal irade, rıza ve düzene uygun) bir dünya yaşamından sonra ebedi mutluluğu sağlamaktır. KYTMT, TDVİA, KKÖT (Bakınız ;KISALTMALAR)
NOT: Fatiha Suresinden önce indirilen ayetler, ait oldukları surelerin parçalarıdır ve bu sürelerin tamamlanmaları Fatiha Süresinin inmesinden sonra olmuştur.
AYETLER:
Euzübillahimineşşeytanirrracim Bismillahirrahmanirrahim
Kovulmuş şeytandan Tanrı’ya sığınırım Rahman ve Rahim olan Tanrı’nın adıyla
001.- Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Esirgeyen bağışlayan Tanrı’nın adıyla.
002.- Hamd (övgü ve övülme) Alemler (Tüm Evren)’in Rabbi (Tüm Evren’i yaratan ve
yöneten) olan Allah’adır.
Övgü, Evren’in yaratıcısı (Rabbi olan) Tanrı’ya has (ait)‘tır.
003.- O (Tanrı CC), Rahman (Esirgeyici)’dır ve Rahim (Bağışlayıcı)’dir.
O (Tanrı CC), yarattıklarını esirgeyici ve kusurlarının bağışlayıcısıdır.
004.- O (Tanrı CC), din gününün sahibidir.
O (Tanrı CC) din (dirilişten sonraki hesap) gününün (o gün insanlar; dünyada yaşadıkla-
rı sürede işlediklerinin [amellerinin] karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük
(bulundukları yerden) çıkacaklardır. Her kim zerre kadar hayır işlemişse [insanlık ve
tüm yaratılanlar için yararlı bir iş yapmışsa ve her türlü hayır işlemişse] onun karşılığını
mutlak görecektir) sahibidir.
005.- (Rabbimiz) Yalnız Sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz.
006.- Bizi doğru yola ilet.
007.- Bizi, (İyilik) Nimet verdiklerinin yoluna, kendilerine gazap edilmiş olanların ve sapmış
ların (doğru yoldan sapanların, bu nedenlerle cezalandırılanların) yoluna değil. (Kendi-
lerini ödüllendirdiklerinin yoluna) ilet. AMİN.
Hamd, Evren (alemler)’in Rabbi, merhametli olan, merhamet eden ve Din Günü’ nün sahibi olan Allah’a hastır. Ancak Sana (Allah CC) kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi
doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin,gazaba uğramayanların,sapmayanların yoluna eriştir.
“Bilindiği üzere; Hz Muhammed SAV, İbranice bilmediği gibi çok önceleri (Çocukluk ve ilk
Gençlik yıllarında okur yazar da değildi. Bir öğreticiye gidip, Tevrat öykülerini ayrıntılarıyla
öğrenmemişti. Okur yazar olmayan, eski din kitaplarını okumamış, öğrenim görmemiş yaban-
cı dil bilmez bir insanın, İbranice olan Kutsal Kitap (Tevrat)!ın kıssa ve prensiplerini hem de,
ayrıntılarıyla ve fakat en özlü biçimde, yalvaçlar (peygamberler)’ın ahlakına yakışmayan iba-
-01-
relerden soyutlayarak anlatması, vahiyden başka bir şeyle açıklanamaz” S.A.
***********************************************
SURE: 002, BAKARA SURESİ, (286) AYETTİR, İNİŞ SIRALAMASINDA (087) SÜRE.
İNİŞİ: Medine’de inmiştir. Hicret’ten sonra inmeye başlayan Sure’nin inişi (9–10) yıl sürmüş ve bütün Medine devri boyunca da devam etmiştir.
ADI: Adını (67-71) ayetlerdeki kıssadan almıştır. İçindeki Ayetü’l-kürsi’den (Ayet 255) dolayı Süretü’l-kürsi, içerdiği hükümlerin çokluğu nedeniyle de Füstatü’l-Kur’an adları da verilmiştir.
KONUSU: Kur’An-ı Kerim’in kendine has tertip ve üslubu içinde şu ana konuları içermektedir: İslam’ın getirdiği inanç, tapınma (ibadet) ve yaşam düzeniyle ilgili temel bilgiler; münafıklar, Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller, insanın yaratılışı, yetenekleri, sınavı; İsrailoğulları tarihi nin önemli kesitlerini, kamil bir din olan İslam’ın, daha önceki dinlerin evrensel kısmını içerdiği, buna karşılık onların (değişmesi, ıslah edilmesi, düzeltilmesi gereken) yargılarını (hükümlerini) de ıslah ettiği; Hz İbrahim kıssası, Kabe’nin yapılışı ve kıble oluşu; yiyecekler, kısas, vasiyet, oruç, savaş, hac, nikah, boşanma, dulluk, yetimlik, alkollü içki, kumar faiz, sözleşmelerin yazılması, din ve vicdan özgürlüğü konularında bilgiler. KYTMT, KYTMT
NOT:Biz bu konuların içinden, yalnızca, çalışmamızın asıl amacı olan; “ÖĞÜT VEREN AYET’ LERE” ve bunlarla ilgi açıklamalara, burada yer vereceğiz. EE.
AYETLER:
Bismillahirrahmanirrahim Esirgeyen bağışlayan Tanrı’nın adıyla
002.- Doğruluğunda asla kuşku bulunmayan bu Kitap (Kur’an) hiç kuşkusuz, (günah ve
kötü işlerden) sakınanlar için, bir yol gösterici (rehber)’dir.
003.- Onlar (Sakınanlar), Tarafımız (Tanrı CC)’dan gizli tutulan (gayb)’a inanırlar, özel
duygu ve davranışlarla Allah’a ibadet ederler (namazı kılarlar), kendilerine verdiğimiz:
bilgi, yetenek, varlık ve diğer tüm kazanım (rızık)’larından, Allah yolunda karşılık bek-
lemeden (minnet etmeden), gereksinimi olan insanlar, içinde bulundukları toplum ve
tüm insanlığın yararına olmak amaçlı olarak harcarlar. İsraf etmezler KYTMT
004.- Onlar (sakınanlar) Sana (Hz Muhammed SAV) ve senden önce indirilene ve öldükten
sonraki ebedi yaşam’a (ahirete) kesin olarak inanırlar (iman ederler).
005.- Rab’lerinden gelen doğru yol üzerinde olanlar, işte o sakınanlardır. Kurtuluşa erenler
de onlardır. KYTMT
006.- Hak din (Müslümanlık)’in getirdiği gerçekleri kabul etmeyenler (Tanrı CC’ya inanma-
yanlar, yetime, yoksula ve yolda kalmışa, destek olmayanlar, kul hakkı yiyenler, varlık
ve yeteneklerini insanlar için kullanmayanlar)’i uyarsan da, uyarmasan da birdir, inan-
mazlar. KYTMT
007.- Bu tutumlarından dolayı (Tanrı CC), inkarcılar (İnanmamakta ısrar edip, insanlık dışı
davrananlar)’ın kalplerini ve kulaklarını mühürler, gözlerini de perdeler. (…)
013.- Onlar (İnanmayanlar)’a, “Sağduyulu insanların inandığı gibi siz de inanın” denildiğinde
“Biz de, akılsızların inandıkları gibi mi inanalım?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar
onlardır, fakat bilmezler. KYTMT
016.- Doğruya ve iyiye karşılık sapıklığı satın alanlar (Münafıklar, ikiyüzlüler) işte o inanma-
yanlardır. Bu nedenle de (Bilinç altlarının derinliklerinde fırtınalar kopuyor. Bunları
bastırmak, madde ötesini ve beşeri gücün çözümden aciz kaldığı sorunları unutmak
-02-
için baş vurdukları; zevk sefa alemleri, içki, uyuşturucu, kumar masaları vb etkinlikle-
- ri) ticaretleri kar getirmedi. Doğru yolu da bulamadılar. KYTMT
019.- (…). Oysa Allah (gerçekleri) inkar edenleri çepeçevre kuşatmıştır. KYTMT.
021.- Ey (din, dil, ırk, sınıf ve bölgesel ayrılıklarından arınmış, inanç durumları ne olursa ol-
sun tüm) insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan (hiç bir ön koşul olmaksızın Tanrı
CC tarafından kabul olunmuş olarak), (asla kendisinden başka kulluk edilecek bir
kimse bulunmayan) Rabbiniz’e kulluk edin, ki sakınabilesiniz. KYTMT
023.- Eğer Kulumuz (Hz Muhammed SAV)’a indirdiğimiz Kitaptan dolayı bir kuşku içinde
iseniz, O’nun benzeri bir sure de siz getirin. (…). KYTMT
024.- Yok yapamadıysanız ki, asla yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan,
ateşten sakının.
025.- (Ey Muhammed), Allah’a inanan ve yararlı işler yapan (yetimi ve yolda kalanı kollayan.
(Tanrı CC’nın yarattığı tüm evrendeki varlıkların tamamına saygı gösteren ve koruyan,
çalmayan, kul ve yetim hakkı yemeyen, geçimliğini alın teri ile çalışarak kazanan, yalan
söylemeyen, her an yaptıklarının hesabını verebilecek durumda olan EE) lara, kendileri
için altlarından ırmaklar akan cennetler bulunduğu muştusunu ver! (…). Hem onlar
Cennette ebedi kalacaklardır.
027.- Onlar (İnanmayanlar) ki, iyice pekiştirdikten (söz verip antlaşma yaptıktan) sonra,
Allah’a verdikleri sözü bozarlar. Tanrı’nın birleştirmesini emrettiği iman ve akrabalık
bağlarını keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayanlar on-
lardır. KYTMT
028.- Cansız nesneler (ölü) iken (Canlıların evrim yoluyla cansız nesnelerden ortaya çıktığı
burada net olarak açıklanmaktadır.EE), size O (Tanrı CC) hayat verdiği halde, Allah’ı
nasıl inkar edebiliyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, sonra yine diriltecek. Sonra da O
(Tanrı CC)’na götürüleceksiniz.
030.- Hani Rabbin meleklere: “Ben yer yüzünde bir halife yaratacağım” (Burada anlatılan
insanın yaratılması değil, Tanrı tarafından insana verilen özellikler, sorumluluklar, yet-
ki ve nimetlerdir). (Bunlardan [nimetlerden] biri ve belki de en önemlisi “halifeliktir”
[buradaki halifeliğin Tanrı ile ilgili olduğu ve “Tanrı’nın Halifeliği” olması] özelliği-
dir). (Ayet açıkça Adem [Tüm insanlar]’in yeryüzünde “Tanrı CC’nın Halifesi” ola-
caklarını ifade etmektedir) demişti. Melekler: (Tanrı’ya) “Biz seni eksiksiz bilirken ve
durmadan övgü ile anarken orada (yeryüzünde) fesat çıkaracak ve kan dökecek birini
mi yaratacaksın?” dediler. Allah meleklere “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” diye
buyurdu. KYTMT –
034.- Meleklere, “Adem’e secde edin” dediğimizde iblis (şeytan) dışındakiler derhal secde
ettiler; iblis (şeytan) direndi, büyüklendi ve inanmayanlardan oldu. KYTMT
037.- Adem, Rabbinden öğrendiği sözcüklerle yakardı. Allah ta tövbesini kabul etti. Kuşku-
suz O (Tanrı CC), tövbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.
039.- İnanmayan ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliklerdir ve orada
temelli kalıcılardır. KYTMT
040.- Ey İsrailoğulları (…)
041.- Elinizdeki (Tevrat’ı) onaylayıcı olarak indirdiğimiz (Kuran’a), inanın; sakın O’nu in-
kar edenlerin ilki siz olmayın! Ayetlerimi az bir çıkar karşılığı satmayın. Yalnız Benden
(Tanrı CC) korkun. KYTMT
042.- Bile bile doğruyu yanlış ile (Hakk’ı batıla) karıştırıp, hakkı gizlemeyin. (Tanrı CC;
bütün insanlığa doğru ve gerçek olan ile yanlış ve asılsız olanı kasıtlı olarak karıştırma-
maları, hakkı [doğruyu] örtüp saklamaktan kaçınmaları gerektiği yönünde son derece
önemli bir uyarıda (öğütte) bulunmuştur). KYTMT
043.- Namazı hakkıyla kılın, zekatı verin, (…).
-03-
044.- (…). Aklınızı! kullanmıyor musunuz? KYTMT.
045.- (Katlanılması ve kabullenilmesi zor gelen durumlarda umarsızlık söz konusu ise) Sabır
ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Kuşkusuz bunlar, Allah’a saygı ile boyun eğen-
ler den başkasına ağır gelir. KYTMT
048.- Öyle bir günden (din günü; hesap, ödül ve ceza günü, kimsenim kimseyle yardımlaşa-
mayacağı, kimseden bir aracı/şefaatçi kabul olunmayacağı kimseden bir fidye alınama-
yacağı günden) korkun ki, o gün hiç kimse başkası için bir şey ödeyemez; hiç kimse-
den şefaat (bağışlanma) kabul olunmaz, fidye de alınmaz; onlara (insanlara) asla (hiç
kimse tarafından) yardım da yapılmaz. KYTMT
075.- (Ey inananlar!) Şimdi bunlar (bütün inanmayanlar)’ın size hemen uyacaklarını mı umu-
yorsunuz? Oysa bunlardan bir gurup (Yahudiler) vardı ki, Tanrı’nın Kelamı (Tevrat)’nı
işitirlerdi de, sonra O (Tevrat)’na akılları yattığı halde bile, O (Tevrat)’nu değiştirirler-
- KYTMT
079.- (Yahudi bilginlerinin) Elleriyle kitap yazıp, sonra da yazdığını az bir bedel karşılığında
satmak için “Bu Tanrı’nın katındandır, Allah’ın ayetlerini açıklıyor” diyenlere yazıklar
olsun! Elleriyle yazdıkları yüzünden vay haline onların! Ve yapıp ettikleri yüzünden vay
haline onların! KYTMT
081.- Hayır! Kim bir kötülük işler de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa, işte bu kimseler
cehennemliktirler; (İnsanları Tanrı CC adına kandırıp, günaha batanlar) onlar orada
ebedi olarak kalırlar. KYTMT
082.- İnanıp, hayırlı işler yapanlara gelince, onlar da cennetliktirler; onlar orada ebedi kalacak
-lardır. KYTMT
085.- (…). Allah sizin yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. KYTMT
098.- Her kim Allah’a, meleklerine, elçilerine (Peygamberlerine), Cebrail ve Mikail’e düşman
ise bilsin ki, Tanrı da inanmayanların (inkarcıların) düşmanıdır. KYTMT
107.- Yine bilmez misin ki, gerçekte Tüm Evren (gökler)’in ve Dünya (Yer)’nın yaratıcı sahip
liği (mülkiyeti) ve egemenliği Allah’ındır. Sizin (insanlar) için Tanrı’dan başka ne bir
dost ne de yardımcı vardır. KYTMT
112.- (…), kim güzel niyet ve davranış sahibi olarak (Yahudi, Hristiyan veya başka bir inanç-
tan olsun) kendini Tanrı’ya teslim ederse, Rabbi’nin katında onun ödülü vardır. Öylele-
rine korku yoktur, onlar üzülmeyecekler de. KYTMT
115.- Doğu da Allah’ındır batı da (Kastedilen tüm Evren’dir), Nereye dönerseniz (nereye
bakarsanız) Tanrı’nın zatı oradadır. Kuşkusuz, Allah (zat ve sıfatlarında) sınırsızdır, her
şeyi bilendir. KYTMT
118.- Tarih bilgisinden yoksun olanlar (Kur’an’ı okumayıp, bilgi sahibi olamayanlar), “Allah
bizimle konuşmalı veya bize bir mucizeli işaret gelmeli değil miydi?” dediler. Bunun
gibi onlardan öncekiler, de onların dediklerinin benzerini demişlerdi. Anlayışları hep
birbirine benziyor! Biz (Tanrı CC), gerçeği kabul edenlere ayetleri (Mucizeli işaretin
bizzat Kur’an ayetleri olduğunu) açıkladık. KYTMT
121.- Kendilerine Kitap (Tevrat, İncil, Kur’an) verdiğimiz, O (Tevrat, İncil, Kur’an)’nu (Din
bilginlerin çoğunluğu, burada ağırlıklı olarak, Yahudilere amaçlı Tevrat’ın kast edildi-
ği üzerinde durmaktadırlar. Bize göre aynı mantık bütün kitaplar için de geçerlidir EE)
hakkını vererek (ANALAMAK AMACIYLA) okumakta olanlar var ya, işte inananlar
onlardır; ama her kim onu inkar ederse işte asıl kaybedenler de onlardır. KYTMT
147.- “Doğru olan gerçek” Rabbinden gelendir. Sen, (Hz Muhammed SAV) sakın (Yahudi
ve Hıristiyanların yanlış telkinlerine kapılıp) kuşkuya düşenlerden olma. KYTMT
148.- (…). Öyleyse siz hayırlarda yarışın. (…). KYTMT
152.- Artık siz ben (Tanrı CC)’i anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük
etmeyin. KYTMT
-04-
154.- Allah yolunda (Yurt savunması, hak, adalet, doğruluk, mazlumlara yardım, özgürlük,
bağımsızlık, yetim ve düşkünleri koruma, zalimlerin ve düşmanla işbirliği yapanların
defedilmesi ve benzeri amaçlarla EE.) öldürülenler (Şehitler) için “Ölüler” demeyin.
Hayır onlar diridirler, fakat siz bunu bilemezsiniz. KYTMT
168.- Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan maddelerin helal (İnsan sağlığına zararlı olabileceği
nedeniyle hakkında yasaklama veya kısıtlama bulunmayanEE) ve temiz (İnsan sağlığına
zararlı mikrop taşımayan EE.) olanlarından yiyin; şeytanın peşinden gitmeyin (şeytanın
izinden gidip haramlara bulaşmayın), çünkü o (şeytan) apaçık düşmanınızdır. KYTMT
169.- O (Şeytan) size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri
söylemenizi buyurur. KYTMT
170.- Onlara (İnanmayanlara pek çok bilgi verilip, uyarılar yapılarak sonuçta;) “Tanrı’nın
indirdiğine uyun” denildiğinde,(sanki kendilerine bu bilgiler hiç verilmemiş, bu uyarılar
hiç yapılmamış gibi) “Hayır, atalarımızdan gördüğümüze uyarız, onların yolundan gide-
riz” dediler. Ya atalarının aklı bir şeye ermemiş, doğru yolu bulamamışlarsa. KYTMT
173.- Allah size yalnızca leş (Ölü hayvan etini [Zira ölü hayvan etinde insan sağlığına zararlı
bakteriler üremiş olabilir ve bu kesinlikle öldürücüdür EE.], kanı, domuz etini (Domuz
etinin insan sağlığına zararlı olduğu bilimsel olarak saptanmıştır EE.) ve Allah’tan baş-
kası adına kesilmiş olanı haram kıldı. Ama biri zorda kalırsa, haksızlığa sapmadıkça,
sınırı aşmadıkça kendisine günah yoktur. (…). KYTMT
174.- Allah’ın indirdiği Kitap (Bütün kitap ve vahiyler EE.)’ın bir bölümünü gizleyenler ve
O’nu (Onları) az bir karşılık (Çıkar amaçlı her türlü bedel EE.) için satanlar yok mu?
onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. (…).
175.- İşte onlar, doğru yol (Hidayet) karşılığında sapıklığı, affedilmek karşılığında azabı satın
almış kimselerdir. (…). KYTMT
176.- Bu azabın nedeni, Allah’ın, Kitab (Kur’an)’ı hak (Doğru) olarak indirmiş olması ve o
Kur’an hakkında aykırı görüşlere sapanların derin bir ayrılıkçılık içine düşmüş
bulunmalarıdır. KYTMT
177.- (…) Asıl erdemli kişi: Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba (Vahiy yoluyla gelen
bütün kitaplara) ve bütün elçi (Peygamber)’lere inanan; yardım isteyenlere ve özgürlü-
ğünü kaybetmiş olanlara özgürlüklerini kazanmaları için harcayan, namazı kılıp zekatı
verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar, darlıkta, hastalıkta ve savaş
zamanında sabrederler. İşte, doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır.
180.- Sizden birinize ölüm yaklaştığında, eğer geriye mal bırakıyorsa anasına, babasına (Eğer
hayatta iseler EE.) ve akrabasına uygun bir vasiyette bulunması, sakınanlara bir borç
olmak üzere yazıldı (Emir olundu). KYTMT
183.- Ey inananlar! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize
de sayılı günlerde oruç yazıldı (Emir olundu). KYTMT
184.- İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerde sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorla-
nanlar için bir yoksulun (Bir günlük günlük) yiyeceği kadar fidye vermesi yeterlidir.
Bir iyiliği zorunlu olmadan yapan için bu (yaptığı) iyidir. Ancak orucu tutmanız bilirse-
niz sizin için daha hayırlıdır. KYTMT
185.- O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar
ve insanlara rehber olarak “Kur’an’ın indirildiği” ramazan ayıdır. Artık kim bu aya
yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca
tutar (Oruç tutamayanların fidye vermesi yasaklanmamıştır.). (…). KYTMT
186.- Kullarım, Sana (Hz Muhammed SAV) Ben (Tanrı CC)’i sorduklarında, bilsinler ki Ben
kullarıma yakınım, bana dua ettiğinde (Bir istekte bulunduğunda) dua edenin dileğine
karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu
bulmuş olsunlar. KYTMT
-05-
187.- (…). Kadınlarınız, erkekleriniz için bir elbise (Örtü, koruyucu EE.)’siniz, erkekleriniz
de kadınlarınız için bir elbise (Örtü, koruyucu EE,)’siniz. (…) KYTMT
188.- (…). Bile bile günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını (haksız yere) yemeniz
için onun bir parçasını da yetkililere (rüşvet olarak) aktarmayın. KYTMT
190.- Sizinle, (Sizi yok etmek amaçlı olarak) savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, fakat
aşırılığa sapmayın (siz de onlara benzeyip karşı tarafı haksız yere yok etmeye niyet
etmeyin); Allah aşırılığa sapanları sevmez. KYTMT
194.- (…) Allah’ın hükmüne saygılı olun ve bilin ki, Allah kendisine saygılı olanların yanın-
dadır.
195.- Allah yolunda harcama yapın (Helal yollarla kazandıklarınızı yoksullarla, düşkünlerle,
tüm muhtaç olanlarla paylaşın EE.); kendinizi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin.
Kuşkusuz Tanrı iyilik edenleri sever.
204.- İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve O
kişi, kalbindeki (yalan)’ne Allah’ı şahit tutar. Oysa o (Münafık) kişi İslam düşmanları-
nın en yamanıdır.
205.- O (İslam düşmanlarının en yanında olan) kişi iş başına geçti mi, yeryüzünde bozguncu-
luk çıkarmak, ekini (Ülkenin ürün varlığını) ve neslini (İnsan yapısını) helak etmek
için koşar. Tanrı ise bozguncuları sevmez.
206.- O (İslam düşmanlarının en yanında olan)’na “Tanrı’ya karşı saygılı ol” dendiğinde
kendisini, gururu günah işlemeye sevk eder. Cehennem de O (İnanmayanların)’nun
hakkından gelir. O (Cehennem) ne kötü bir yataktır.
207.- Yine insanlardan kimi vardır ki, “kendisini Allah’ın rızasını kazanmaya adar” Allah ise
kullarına çok merhametlidir.
208.- Ey inananlar! Hepiniz barış ve esenliğe girin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o
(Şeytan) sizin aranızı açan belli bir düşmandır.
215.- Ey Muhammed! Sana ne harcayacaklarını (Mali yardımlarda kimlere öncelik verilece-
ğini) soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka, ana, baba, yakınlar, öksüzler,
yoksullar, yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak (bunların ötesinde) daha ne yaparsanız
herhalde Tanrı onu bilir.
219.- Ey Muhammed! Sana alkollü içki ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde de büyük
bir günah vardır. (Alkollü içkide) insanlar için bazı küçük yararlar vardır fakat zararı
çok daha büyüktür. (Kumarda kazanan için göreceli bir yarar vardır, çalışmadan edinil-
lmiş bir kazançtır, ancak kaybeden için bir yıkımdır). Dolayısıyla günahları, yararların
dan çok daha büyüktür. Yine sana neyi, iyilik yolunda harcayacaklarını (İnfak edecek
lerini) soruyorlar. De ki: Kendi gereksiniminizden fazlasını iyilik yolunda harcayın (İn-
fak edin), İşte böylece Allah, size ayetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.
220.- (…). Sana (Hz Muhammed SAV) yetimleri de soruyorlar. De ki: onları iyi yetiştirmek
(Yüz üstü bırakmadan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız (unutmayın)
onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah düzeltenden bozanı ayırıp, bilir. (…).
221.- Allah’a eş koşan kadınları, iman etmedikçe nikahlamayın. (…) Allaha eş koşan erkek-
lere de Tanrı’ya eş koşmayan kadınları nikah ettirmeyin. (…)
238.- Namazlara ve orta namaza devam edin, Allah için boyun eğerek kalkıp namaza durun.
244.- O halde (Ülkenizi dolaylı veya dolaysız yöntemlerle ele geçirmek amaçlı size saldıran-
lara karşı), Tanrı yolunda çarpışın ve bilin ki Tanrı her şeyi işitir ve bilir.
254.- Ey iman edenler! Alım, satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün (Hesap Günü)
gelip çatmadan, Allah’ın size verdiklerinden Allah için hayır yolunda harcama yapın.
255.- Allah’tan başka İlah (Yaratıcı) yoktur. O (Tanrı CC), daima diridir, her şeyin varlığı O
(Tanrı CC)’na bağlı ve dayalı (Kayyum) dur, ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve
Yerde ne varsa O (Tanrı)’nundur. (…). O (Tanrı CC)’nun kürsüsü (Duruşu, etki alanı)
-06-
gökleri (Tüm evreni) ve yer (Dünya)’i içine almıştır. (…).
256.- Dinde zorlama/baskı yoktur. Doğru eğriden açıkça ayrılmıştır. Artık kim sahte tanrıları
(Tağut) reddeder de (bir tek) Tanrı’ya inanır ise, sağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah her
şeyi iştir ve bilir.
257.- Allah inananların dostudur/velisidir. Onları karanlıktan aydınlığa çıkartır. Allah’a inan-
mayanların dostu/velisi ise sahte tanrılardır; onları aydınlıktan karanlığa sürüklerler(…)
261.- (Helal yolla kazandıkları) Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, bir (Başak)
tanesinin durumu gibidir ki, her birinde yüz tane olmak üzere yedi başak veren bir
başak tanesinin durumuna benzer. (Tanrı CC iyilik yolunda harcama yapanların ürünle-
rinin bereketimi arttırır. EE). (…).
262.- Allah yolunda iyilik ve harcama yaptıktan sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayı
gönül incitmeyi uygun görmeyen kimselerin, Rab’leri yanında ödülleri vardır. (…).
263.- Bir tatlı dil ve kusurları bağışlamak, arkasından eza ve gönül bulantısı gelecek bir
sadakadan daha hayırlıdır. (…).
264.- Ey iman edenler! Sadakalarınızı, (…) başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin.(.)
266.- (…) İşte Allah, ayetlerini size böylece açıklıyor. Umulur ki, düşünürsünüz (Tanrı CC
bütün bildirimlerinde biz insanlara düşünerek sonuç çıkarmamızı emrediyor EE).
268.- Şeytan sizi fakirlikle korkutup, çirkin şeylere teşvik eder. Tanrı da (Size) lütfundan ve
bağışlamasından bir takım vaatlerde bulunuyor. (…).
269.- (Tanrı CC) Dilediğine (Çalışıp hak edene) hikmet verir, hikmet verilene ise pek çok
hayır verilmiş demektir. Ve bunu ancak üstün akıllar (Tanrı’ya inananlar içinde üstün
olanlar) anlar.
272.- (…). Allah dilediğini (Layık olanı) yola getirir. Yaptığınız her iyilik sırf kendiniz
içindir. (…). İyilik cinsinden ne harcarsanız, o size aynen ödenir. Size hiçbir şekilde
haksızlık yapılmaz.
273.- Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adamış (Tanrı CC emirlerine uyup, sürekli
iyilik yapan) olan fakirlere veriniz. Onlar (…) utangaç olduklarından dolayı, bilmeyen
-ler, onları varlıklı sanırlar. (…). Yüzsüzlük yapıp kimseden bir şey de isteyemezler.
(…).
275.- Riba/tefecilik, (Borçludan borç süresi karşılığı alınan paradan daha yüksek alınan fazla-
lık [Tefeci faizi]) yiyen kimseler, şeytanın çarparak sersemlettiği gibi kalkarlar. Bunun
nedeni onların “Alım satım da ancak faiz gibidir” demelerindendir. Oysa, Allah alım
satımı helal, tefeci faizini ise haram kılmıştır. Kim de yine tefeciliğe dönerse, işte
bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir. (Bir emek karşılığı olmayan
gelirler Tanrı CC katında makbul değildir. EE)
276.- Tanrı tefeciliği mahkum eder, sadakaları (karşılıksız yardımı) da bereketlendirir. Allah
günahta ve inkarda direnen hiç kimseyi sevmez.
277.- İman edip, iyi işler yapan, namazı dosdoğru (Düzgünce) kılan, zekatı verenlerin
Rab’leri katında elbette iyi ödülleri vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar
mahzun da olmayacaklardır.
280.- Eğer borçlu darlık içindeyse, (Sizin de durumunuz uygun ise) ona ödeme kolaylığına
kadar bir süre tanıyın. Bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz, eğer
bilirseniz sizin için, daha hayırlıdır. (Bunlar elbette alacaklının varlık durumuna ve
genel geçimbilimsel durumların verdiği ölçülerde olabilir EE)
282.- Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alışverişinde bulunduğunuzda onu
yazın. (…). Yazı bilen biri, Tanrı’nın kendisine öğrettiği gibi yazsın. (…). Hazırda olan
iki kişiyi de şahit yapın. (…) Şahitler çağırıldıklarında kaçınmasınlar. (…) Alım satım
yaptığınızda da yine şahit tutun. (Bu şahitlik, alım satım işleminin kayıt altına alınması
şeklinde de olmalıdır.). Böylece ne kayıt tutan, ne de şahitlik yapan zarar görmesin.
-07-
Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur. (…)
283.- (…). Şahitliğinizi inkar edip gizlemeyin, onu kim inkar ederse mutlaka onun kalbi
vebal içindedir. Her ne yaparsanız Allah onu bilir.
285 – 286.- Yalvaç (Peygamber), Rabbinden kendisine ne indirildiyse O’na iman etti. Mü’-
minlerin de hepsi Allah’a, meleklerine, Kitaplarına ve Yalvaç (Peygamber)’larına iman
ettiler. “Biz Allah’ın Yalvaç (Peygamber)’ları arasında ayırım yapmayız, duyduk ve
itaat ettik. Ey Rabbimiz, bizi bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır” dediler. Allah
hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır
kendisine, yaptığı kötülüğün zararı da yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, bize bizden
öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeye-
ceği yükü de yükleme. Bağışla bizi ve merhamet et bize. Sen bizim Mevlamız sın.
Kafir kavimlere karşı bize yardım et.
***********************************************
SURE: 003, AL-İ İMRAN SURESİ, (200) AYETTİR, İNİŞ SIRAMALASINDA (089) SÜRE.
İNİŞİ: Enfal Suresinden sonra, Ahzab Suresinden önce Medine’de inmiştir.
ADI: Süre’nin 33 ayetinde geçen “Alü İmran (İmran Ailesi)” tamlamasından almıştır. Eman, Kenz, Mücadile, İstiğfar, Ma’niyye ve Tayyibe şeklinde isimleri de vardır.
KONUSU: Bu Sürenin önemli bir bölümünün iniş nedeni; Necran Hristiyanları adına Medine ’ye gelen heyetle Hz Muhammed arasında geçen, Tanrı inancı konusundaki tartışmalar olmuştur. .
AYETLER:
Bismillahirrahmanirrahim Esirgeyen bağışlayan Tanrı’nın adıyla
002.- Allah, O’ndan başka asla yaratıcı (ilah) yoktur, hayy (Yaşam sahibi, ezeli ve ebedi
ölmeyen diri) ve kayyum (Yarattıklarını her an gözetleyen, Evrenin varlığı kendisine
bağlı olan, Evren’i yöneten)’dur.
007.- (…). Bunun (Kuran’ın) ayetlerinden bir kısmı muhkem (Tahkim edilmiş, engellenmiş
dış etkilerden korunmuş, güvenilir, sağlam, bozulmaz, kesin anlamlı/açık seçik, kolay-
lıkla anlaşılır)’dir ki, bu ayetler, Kitap (Kur’an)’ın aslı demektir. Diğer bir kısmı da
müteşabih (Aralarında birbirinden ayırt edilemeyecek ve zihin karıştıracak derecede
benzerlik bulunan) ayetlerdir. Kalplerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için,
bir de kendi keyiflerine göre yorum yapmak için O (Kuran)’nun “müteşabih” olanları-
nın peşine düşerler. (…). (Kur’an’daki bu inceliği akıl, bilgi ve düşünce sahiplerinden
başkası kavrayamaz. [Aklını kullananlardan başkası da derin düşünmez].)
008.- Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra, kalplerimizi hak yolundan saptırma, bize
tarafından rahmet bağışla, kuşkusuz sen bol ihsan sahibisin (Lütfu bol olan sensin).
016.- Onlar (İnananlar) ki, “Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı
bağışla ve bizi ateş azabından koru” derler. (Tanrı CC, kuşkusuz her suçu bağışlamaz,
Bunun takdiri ve hüküm Tanrı CC’ya aittir.)
070.- Ey Kitap ehli! (Kur’an’ı kendi dillerinde okuyup anlayanlar) Gerçeği gördüğünüz halde
niçin Tanrı’nın ayetlerini inkar ediyorsunuz?
071.- Ey Kitap ehli! (Kur’an’ı kendi dillerinde okuyup, anlayanlar) Niçin doğruyu yanlış ile
karıştırıyor, (hakkı batıla karıştırıyor) ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?
073.- (…) De ki: “Kuşkusuz doğru yol, Allah/Tanrı’nın yoludur” (…).
075.- Kitap ehlinden (öylesi erdemli kişiler de vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu
-08-
sana eksiksiz geri verir. Öylesi de vardır ki, ona bir dinar (Bir birim para) emanet etsen,
tepesine dikilip durmadıkça onu sana geri vermez. (…).
077.- Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir çıkar karşılığında satanlar var ya, işte
onların ahirette hiçbir payı yoktur. (…). Onlar için acı bir azap vardır.
084.- (Ey Yalvaç) De ki:“Allah’a, bize indirilen Kuran’a, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup
’a ve torunlarına indirilene, Musa’ya, İsa’ya ve (diğer tüm) yalvaçlara/peygamberlere
Rablerinden verilene inandık. Onların arasında fark gözetmeyiz, biz O (Tanrı CC)’na
teslim olmuşlarız.
085.- Kim, (tüm yalvaçların/peygamberlerin bildirdiği) İslam’dan/Tanrı’ya teslim olmaktan
başka bir din ararsa, ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden ola
-caktır.
090.- Kuşkusuz, iman ettikten sonra inkara sapıp, sonra da inkarlarını daha da arttıranların
tövbeleri asla kabul olunmayacaktır. (…).
092.- Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz, dünya ve
ahirette mutlu olamazsınız. Ne harcarsanız Tanrı onu hakkıyla bilir.
096.- Kuşkusuz insanlar için (Tanrı CC tarafından) kurulan ilk tapınak (Mabet), Mekke’deki
çok kutsal ve (Bütün Alemlere) tüm evrene hidayet kaynağı olan (Kabe) Beyt’tir.
097.- Orada apaçık deliller (kanıtlar), İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren güvene erer.
Oraya Gitmeye gücü yetenin o evi ziyaret etmesi (Kabe’yi haccetmesi), Tanrı’nın in-
sanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkar ederse, kuşkusuz Tanrı tüm evrenden (Bütün
Alemlerden) doygun (Müstağni)’dur.
101.- (…). Kim Allah’a (İman edip, Kur’an’a) sımsıkı bağlanırsa, kesinlikle Doğru Yol
(Sırat-ı müstakim yolu)’a iletilmiştir.
104.- İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun.
İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
105.- Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa (Mezhep, tarikat ve
dinsel cemaatlere) düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.
108.- (Ey Yalvaç/Elçi) İşte bunlar, Allah’ın sana gerçek olarak okuduğumuz ayetleridir.
Allah tüm, hiçbir varlığa zulmedilmesini istemez.
110.- Siz (Tanrı CC’nın indirdiği gerçeğe/Kur’an’a içtenlikle bağlananlar), insanlar için
(insanlar için seçilmiş örnek olacak) en hayırlı ümmetsiniz. (…). İçlerinde iman eden-
ler var ve fakat pek çoğu yoldan çıkmışlardır.
112.- Kitap (Tevrat, İncil, Kur’an ve diğer vahiyler) sahiplerinin fanatikleri (Kitaplarını ve
dinlerini kendi çıkarları amacıyla kullananlar [Din tüccarları]), (…). Ayrıca isyan etmiş
ve haddi aşmışlardı.
113.- (…). Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir erdemliler topluluğu da vardır ki,
geceleri secdeye kapanarak, Allah’ın ayetlerini (Öğüt almak için kendi dillerinde EE.)
okurlar.
114.- Allah’a ve ahret gününe inanırlar, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde
de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır.
115.- Onlar (İşte o iyi insanlar) ne hayır yaparlarsa bilsinler ki, karşılıksız bırakılmayacaklar-
dır. Allah kötülükten sakınanları bilir.
118.- Ey iman edenler! Kendi dışınızdakiler (Sizin sıkıntıya düşmenizi isteyen ikiyüzlüler
- )’den sırdaş edinmeyin. (…).
129.- Tüm evren (Gökler)’de ve yerde olanların hepsi Allah’ındır. (Tanrı CC) Dilediğini
(Bağışlanmayı hak edeni) bağışlar, dilediği (Azabı hak eden)’ne azap eder. Allah çok
bağışlayan, çok koruyandır.
130.- Ey iman edenler! Kat kat artırılmış (Riba, tefeci faizi) olarak faiz yemeyin. Allah’tan
sakının ki, kurtuluşa eresiniz
-09-
139.- İnananlar, işlerinizde gevşeklik göstermeyim, olumsuzluklara üzülmeyin, eğer gerçek-
ten Allah’a inanıyorsanız, üstün olan sizsiniz.
145.- Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölüm yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre
yazılmıştır. Kim dünya nimeti isterse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını
isterse ona da ondan veririz. Biz (Tanrı CC) şükredenleri ödüllendireceğiz.
148.- (…) Allah güzel davrananları sever.
150.- (…) (Ey inananlar!) Sizin dostunuz Allah’tır. O (Tanrı CC) , yardım edenlerin en hayır
lısıdır.
160.- Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. (…) İnananlar ancak Allah’a güvensin.
169.- (Gerçekten) Allah yolunda öldürülenler (Şehitler [Yurt savunması, namusun korunma-
sı, insanlık adına iyi işler yapılması, ve benzeri etkinlikler uğruna öldürülenler])’i
sakın ölüler sanma. Onlar Rableri (Tanrı CC) katında diridirler ve rızıklanmaktadırlar.
179.- Allah, (…) kirli olanı, temizden ayıracaktır. (…) Allah yalvaç (Peygamber)’larından
uygun gördüğünü (Dilediğini) seçip gizli olan (Gayb)’ı bildirir. O halde, Allah’a ve
yalvaç (Peygamber)’larına iman edin. (…).
182.- (…) Allah kullarına asla zulmetmez.
185.- (…) Dünya yaşamı, geçici ve aldatıcı bir zevkten ibarettir.
186.- Kesinlikle siz, mallarınız (Haram helal anlamında) ve canlarınız konusunda denemeden
geçirilirsiniz. (…). Eğer sabreder ve gereği gibi sakınırsanız, bilin ki, bu size gereken
davranışlardandır.
193.- “Rabbimiz! Biz, ‘Rabbiniz’e iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen
iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri (sana ermiş)
kullarınla birlikte yanına al.” (Deyiniz.).
194.- “Rabbimiz! Bize yalvaç (Peygamber)’larına vaat ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil
etme. Kuşkusuz sen (Tanrı CC) verdiğin sözden dönmezsin”